• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2025 - İzmit
Yüksel YILMAZ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. KÖŞE YAZARLARI
  4. “ANNE BABAYA ZEKÂT VERİLİR Mİ?” SORUSU SAÇMADIR

“ANNE BABAYA ZEKÂT VERİLİR Mİ?” SORUSU SAÇMADIR

featured

“ANNE BABAYA ZEKÂT VERİLİR Mİ?” SORUSU SAÇMADIR

Aslında saçma olan bir şey size saçma gelmiyorsa bunun nedeni gaflette, dalalette ya da gadabta olmanızdır. Bu soru da zekâtın aslında ne olduğunu bilmeyenlerin sorusudur. Kur’an’da zekât kelimesi 30 âyette mârife olarak geçer ve bunların 27’sinde namazla birlikte zikredilir.

Hanefilere göre şunlara zekât ve fitre verilmez: “Ana, baba, büyük ana ve büyük babalara; oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklara; eşine; müslüman olmayanlara; zengine yani aslî ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan kişiye; babası zengin olan ergen olmamış çocuğa” (1). Kuran diyor mu bunu? Hayır. Diğer Ehl-i sünnet ya da Şii mezhebler zekâtı Kuran’a göre mi tanımlıyorlar? Hayır…

Diyanete bağlı Din İşleri Yüksek Kuruluna göre zekâtın verileceği kimseler Kur’an-ı Kerim’de belirtilmiş. Bunlar şunlarmış: Fakirler, mskinler, zekât toplamakla görevlendirilen memurlar, müellefe-i kulûb adı verilen kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen kimseler, esaretten kurtulacaklar, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış olanlardır (2). Hangi ayet? Din İşleri Yüksek Kuruluna göre Tevbe, 9/60… Ayete bakınca ayetin bu ayet mealindeki gibi “zekât toplamakla görevlendirilen” ifadesinin geçmediği ve orijinal metninde zekâtın değil sadakanıın kime verleceğini yazdığını görüyorsunuz. Aynı şey mi? Hayır. Peki, Din İşleri Yüksek Kurulu neden yanılıyor? Çünkü bir metodolojisi yok. Onların aldıkları maaş aksamıyor, ama onlar araştırmayı aksatıyorlar… Bilmiyorlar. Müslüman, kendi dinini kendi çabanla öğrenebilirsin… Zekatın ne oduğunu Kuran’a sorun..

“Fakir ve miskin, temel ihtiyaçları dışında herhangi bir maldan nisab miktarına sahip olmayan kimsedir. Ancak temel ihtiyaçları dışında, ister artıcı (nâmî) vasıfta olsun ister olmasın, herhangi bir maldan nisap miktarına sahip olan kimse fakir veya miskin kapsamında olmadığından ona zekât verilmez” (3) diye tetva vermeden önce Kuran’ın zekâtı nasıl tanımladığını öğretmiyorlar. Çünkü onlar da bilmiyorlar. Ayrıca fakirin kim olduğu sorarak öğrenilecek bir şey değil. Bunu herkes bilir. Fıkıh insanı aptal yerine koyar gibi borcu bile öğretiyor: “Borçlu, kul hakkı olarak borcu olan ve borcunu ödeyeceği maldan başka nisab miktarı malı bulunmayan kimsedir” (4). Yahu borçlu şudur: Birinden mesela para istersin, falanca zamana kadar geri vereceğini söylersin. O da o parayı o tarihe kadar ödemek üzere verir ve sana borç vermiş olur. Bu kadar basit. Bırak maldan başka misab miktarını şunu bunu… Neyi borç alırsan onu borçlanırsın. Ne zamana kadar borcunu ödeyeceğini söylerse o zamana kadar beklersin. Çocuk bilir borç nedir…

Aynı kaynakta Din İşleri Yüksek Kurulu yolda kalmış kimseyi tanımlıyor: “Yolda kalmış kimse, sürekli yaşadığı yerde malı bulunsa bile, çıktığı yolculukta parasız kalıp parasına ulaşma imkânı bulamayan, başka bir deyişle, parasızlıktan yolda kalmış ve memleketine dönemeyen kimsedir.” Yahu sen bunu böyle tanımlamasan hakikaten bunu bilemeyecek miydiler? Yolda kalmış yani demek ki yolu tamamlayamamış, yahu bu belli değil mi? Yuh artık.

Din İşleri Yüksek Kurulunun “Bu kimseye, malının bulunduğu yere dönmesine ve dönünceye kadarki ihtiyaçlarını gidermesine yetecek kadar zekât verilebilir” (5) dediği şey zekât değildir, tasadduktur. Akılla alay eder gibi devam ediyor: “Günümüzde yolcu olan kişi istediği zaman memleketindeki parayı banka kartı veya başka bir yöntemle alma imkânına sahipse ona zekât verilmez.”

Ayet “Sizin veliniz; ancak Allah, O’nun Rasul’ü ve “salatı ikame edip ruku halinde zekâtlanan” mü’minlerdir” (6) buyururken “yukimunes salate ve yu’tunez zekate ve hum rakıun” yani salatı ayakta tutarlar ve zekatlanırlar/arınırlar ve rükû ederler” diyor. Arınmanın salat ile rükunun yani saygıyla eğilme arasında olması dikate şayandır. Başka bir ayette de arınmayı takva ile ayetlere iman etmek arasında sıraya koyuyor (7). Başka bir ayetlerde tevbeden sonra salatın ikamesi ve ardından arınma/zekât geliyor (8). Başka bir ayette merhametten önce geliyor (9). Yine bir ayet zekâtın ifasından yani arınmanın yerine getirilmesinden söz eder (10).

Hal böylerken Kuran2ın zekât tanımından alabildiğince uzaklaşanlar kavramları birbirine geçirdiler ve farklı kelimeleri aynı anlama getirdiler. “Zekât da sadaka mânasınadır, her ikisi de aynı şeye isim olarak verilmiştir. Zekât hakikaten ve hükmen çoğalma kabiliyeti olan, sahibi tarafından meşrû yollardan kazanılan mallardan alınan ve lâyık olanlara bir yardım anlamı taşıyan farz ibadettir” (11) diyerek zekât ile sadakanın aynı olduğu sanılmıştır. Kelimeler farklıysa manaları da farklıdır. Kur’an’da sadaka terimi de hepsi Medenî sûrelerde olmak üzere 12 âyette zekâttan farklı bir anlamda kullanılmıştır. Kuran zekâtı emrediyor. Fakat sadaka hakkında bir ayet “herkesçe iyi olduğu malum olan bir söz ve bağışlayıcı olmak, ardından başa kakılarak eziyete dönüşen bir sadakadan daha hayırlıdır” (12) derken sadaka vererek yardım edenin eziyetinden söz eder. Fakat zekâtla yani arınarak kimseye eziyet söz konusu olmaz.

“Onların mallarından onları temizleyeceğin ve onunla arındıracağın bir sadaka al ve onlara yardım et, kuşkusuz senin yardımın onları teskin eder” (13). Bu ayette temizlemek (tutahhiruhum) ve arınmak (tuzekkihim) kelimeleri yan yana sadakanın bir sonucu olarak geçiyor. Bu maddi bir arınmadır; fakat manen de arınabilirsiniz ki o zaman bunun adı sadaka da olmayacaktır.

“Yetimin mallarını zekâtın tüketmesine meydan vermeyin” (14) gibi Kuran’la hiç alakası olmayan zekât hadisleriyle dinin yerini fıkıh aldı ve Kuran’ın maddi ve manevi boyutu olan zekâtının manevi boyutu kırpılarak fıkıhta tamamen sadakaya yani maddi bir hüviyete büründü. “Veli yetimin malında tahakkuk eden zekât borçlarını tesbit eder, çocuk bulûğa erince ona bu borçları haber verir” dediği rivayet edilir (15) denilerek hesaplar icad edildi. Ok yaydan çıkınca artık Kardâvî’nin “Zekât vermek de bir nevi tasarruftur” (16) demesi gibi herkes zekâtı salt olarak maddi bir şeymiş gibi değerlendirdiler. “Altına gelince, Ebû Ubeyd’in rivayet ettiği tarifede “20 dinara kadar (20 dinarın altında) zekât yoktur. 20 dinar olunca bundan 1/2 dinar -zekât- verilir” ibaresinin bulunduğunu (17) söyleyenler çayırlık alandan gide gele yol yaptılar ve yol oluşunca da geriden gelenler o yolu sorgulamadan kullanır oldular.

Sonuç olarak Kuran’a bakınca belli ki zekât madden ve manen arınmak demektir. Mademki zekât arınmaktır, öyleyse anne babaya zekât değil her şeyini vereceksin. Kuran açısından böyle düşününce “ana babaya zekât verilir mi?” sorusu ne kadar yanlış bir soru değil mi? Ama madden kırkta bir vermek isteyen vicdansızlar varsa da yapacak bir şey yok… Onlar ana babalarını huzurevlerine de verebilirler; dilenci yerine koyarak sadaka da verebilirler. Fakat bizim tarafta ana babaya ne sadaka verilir ne de zekât… Tekrar ediyorum: Ana babaya her şeyni vereceksin… Onların duasıyla arınacaksın… Ayet “…Bana ve ebeveynine şükret…” (18) derken Allah kendi isminin yanında şükretmen için onları da anıyorken sen sadaka mı vereceksin? Kuran bilinciyle bakılınca ne kadar saçma değil mi?

KAYNAKLAR:

1. Merğinânî, el-Hidâye, II, 223-228.

2. https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/431/zekat-kimlere-verilir

3. İbnü’l-Hümâm, Feth, 2/266.

4. İbnü’l-Hümâm, Feth, 2/268.

5. Kâsânî, Bedâî’, 2/43-46.

6. Maide 55.

7. Araf 156.

8. Tevbe 5, 11.

9. Kehf 81.

10. Müminun 4.

11. el-Aḥkâmü’s-sulṭâniyye, s. 113.

12. Bakara 263.

13. Tevbe 103.

14. Ebû Ubeyd Kāsım b. Sellâm, s. 546-547.

15. Serahsî, el-Mebsûṭ, II, 162.

16. Yûsuf el-Kardâvî, I, 133-134.

17. Ebû Ubeyd Kāsım b. Sellâm, s. 500-501.

18. Lokman 14.

“ANNE BABAYA ZEKÂT VERİLİR Mİ?” SORUSU SAÇMADIR
Yorum Yap

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Kocaeli Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Telefon
WhatsApp